Yapılandırmacı Sınıf Yönetimi
Yapılandırmacı eğitim ortamında öğretmen, geleneksel öğretimde alıştığı ve yıllardır sürdürdüğü sınıfta disiplin sağlayıcılık, bilgi dağıtıcılık vb. rollerinden sıyrılarak öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir yardımcı, dost ya da herhangi bir gereksinme anında kendisine başvurulabilecek bir danışman gibi görülür.
Yapılandırmacı sınıf ortamlarının yaratılması, öncelikle öğrenilecek materyalin gerçekçi olmasını ve öğrenci için anlam taşımasını gerektirmektedir. Yapılandırmacı öğrenme kuramı, bireyin eleştirel düşünme, sorgulama, problem çözme ve girişimciliğini ön plana çıkarır (Brook, Brooks, 1993; Marlowe, Page, 1998). Öğretim etkinlikleri, etkin öğrenmeyi destekleyen gerçekçi etkinlikler çerçevesinde yürütülmelidir (Wilson, 1996). Bu etkinlikler, bilişsel üst düzey becerilerinin kullanmasını gerektirir. Etkinlikler, paylaşımcı ve işbirlikçi çalışma ortamlarında yürütülmelidir. Paylaşım ve tartışmaların amacı, var olan bilgilerin yansıtma yöntemiyle paylaşılmasını sağlamak, yeni bilgilerin oluşturulmasını, yani kavramsal farklılığın oluşturulmasını kolaylaştırmaktır. Etkinlikler çeşitlilikleri ve farklılıkları ile ortamı zenginleştirirler. Bu etkinliklere örnek olarak aşağıdakileri sıralayabiliriz (Akar, Yıldırım, 2004):
• Araştırma ya da proje hazırlamak,
• Benzetim ya da rol çalışmaları yapmak,
• Çoklu öğrenme ortamları yaratmak,
• Durum çalışmaları yapmak,
• Sözlü durum çalışmalar yapmak,
• Sorgulamaya dayalı konuşma/tartışma ortamları yaratmak.
Yapılandırmacı sınıf ortamlarının yaratılması, sadece etkinliklerin o bağlamda uygulanması ile sınırlı değildir. Öncelikli olarak, yapılandırmacı anlayışın başarılı uygulandığı ortamlar, gerçek demokrasinin yaşandığı yerlerdir. Bu ortamlarda hem eğitici, hem de öğrenci etkin olarak çalışırlar. Öğrenci, öğrenme ortamına, sorgulayarak, zihinsel çaba göstererek, araştırma yaparak, bilinen ya da sunulan gerçekleri sorgulayarak başkalarıyla etkileşimde bulunur ve yeniliğe açık tutumlar geliştirerek katkı sağlar (Deryakulu, 2000).
Bir konuya bütünsel boyutta bakar ve mutlak doğrularla değil, ortamın ve kültürün gerekliliklerini gözönünde bulundurarak esnek yargılar üretir. Sonuç olarak, öğrencinin rolü bilgiyi olduğu gibi alan değil, üreten ya da araştırandır. Yani edilgen değil, etkindir. Eğitici ise, bireyi bilgiye ulaşması için kaynak sağlayan, onlara rehberlik eden, öğrenciyle birlikte öğrenci olan ve araştırandır. Yapısalcı ortamın sağlanabilmesi, eğiticinin yönlendirmesiyle gerçekleştirilebilir.
Yapılandırmacı öğretmen adaylarının etkin öğrenme ortamlarında daha yüksek güdülenme ile öğrendiklerini ortaya çıkarmıştır. Yapılandırmacı ortam sayesinde, bireyler kendilerini gerçek ve anlamlı öğrenmeyi yansıtan ortamlarda görmüşlerdir. Bireyler sınıf yönetimi konusundaki becerileri öğrenirken, kendilerini öğretmen olarak görmüş ve öğrendiklerini yaşama geçirebilmek için okullardaki farklılıkları ve dinamikleri sürekli sorgulamalardır. Geleneksel öğretim yöntemlerinden yapılandırmacı öğretim ortamlarına geçmenin çok da kolay bir süreç olmadığım, motivasyon ve öğrenmeye katkı sağladığı anlaşıldığı halde, bunun hem öğretmen adayları hem de öğretmen eğitimcilerine fazla yükümlükler getirdiği görülmüştür. Özellikle de portfoy çalışmaları ve işbirlikçi çalışmalar kapsamında bu zorluklar dile getirilmiştir (Akar, Yıldırım, 2004).
Öğretmenin Rolü: Öğretime ilişkin bir çok yaklaşımda olduğu gibi yapılandırmacı öğrenmede de öğretmen, öğrencilerin önceki ve yeni karşılaştıkları bilgileri nasıl bağlantı kurarak yapılandıracaklarına rehberlik eder. Öğretmenler, aynı zamanda öğrencilerin düşünme becerilerini geliştirmelerinde onlara öncülük, modellik ederek yardımcı olur. Öğretim ortamını düzenlemede, içeriği çoklu yöntemlerle sunmada da önemli bir rol oynar (Duman, 2004: 64).
Asan ve Güneş (2004)'e göre öğretmenin rolü, öğrencilerin zihinsel yapılarının oluşmasına rehberlik yapmak ve anlama kabiliyetlerinin gelişmesine uygun öğrenme etkinliklerini düzenlemektir. Öğretmen, öğrencinin dikkatini çekmek amacıyla bilgiyi kavramsal problemler ve sorular çevresinde organize eder. Öğrenciler kendi sorularını sormaya, kendi deneylerini yapmaya ve kendi sonuçlarına varmaya özendirilir. Böylece öğrenciler kendi öğrenmelerini kendileri oluştururlar.
Değerlendirme: Yapılandırmacı değerlendirme ise geleneksel yaklaşımın karşıtı olarak öğrenci öğrenmesini dolaylı değil, doğrudan ölçmektedir. Süreçten ayrı değil sürecin bir parçasıdır. Yapısalcı değerlendirme, süreci ölçmek için kullanılır (Bednar v.d., 1992).
Korkmaz (2004: 69)'a göre yapılandırmacılık kuramına dayalı öğrenmeleri değerlendirme ölçütleri şunlardır:
· Hedefler ölçüt değildir. Öğrencilerin belli yorumlan yapıp yapmadığına bakılmaz, sadece bu yorumları ne denli iyi formüle ettikleri ve tartıştıkları değerlendirilir.
· Bilgiyi yapılandırmayı sağlayan bağlam-merkezli çoklu bakış açılarını yansıtan ve anlamı toplumsal olarak algılamaya olanak tanıyan özgün görevler, sorular kullanılır.
· Ürün değil, süreç yönelimli değerlendirme temeldir.
· Çoklu değerlendirme teknikleri kullanılır.
· Değerlendirmenin amacı öğrenciler tarafından belirlenir.
· Özden (2003)'e göre yapılandırmacı ölçme değerlendirmede;
· Sonuçlardan çok, öğrencinin yaşadığı öğrenme süreci değerlendirilir.
· Grup çalışmaları değerlendirilir.
· Öğrenciler ve öğretmen ölçme değerlendirme ölçütlerini birlikte belirlerler.
· Öğrenci başarısının değerlendirilmesi onların ortaya koydukları her türlü ürün (ödev, proje, rapor) ve sınıf içi durumları göz önünde bulundurularak yapılır.
· Bilimsel beceriler, performansa dayalı ölçme değerlendirme ile değerlendirilebilir.
· Kişisel gelişim dosyaları yardımı ile öğrenciler bir dönem boyunca değerlendirilerek gelişimleri incelenebilir.
· Öğretmen birebir kişisel görüşmeler yaparak da öğrencileri değerlendirebilir.
Yapılandırmacılık, öğrenme yöntem ve sonuçlarının kolayca ölçülemedi- ği ve her bir öğrenen için bunun aynı olamayabileceği daha çok açık uçlu bir öğrenme deneyimini destekler (Mergel, [on-line]).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder